Evi olmayan kimsesiz yoksul bir adam sokak sokak çöplerin içine bakarken dükkanın önünde elma
dolu tezgahtan bir adet alacakken tezgahın sahibi gelmiş. Kızgın suratsız, kısık gözlük yaşlı adam, adı
tezgahın başında yazıldığı gibi (Kabadayı Hamza). Adam elleriyle ceplerinde para olmadığını gösterdi.
Kabadayı Hamza gölgedeki duvara itti. Adam ise her gün yaptığı gibi çöp karıştırmaya devam etti.
Birinci tenekede hiç bir şey yok. İkincide beyaz bir kutu haricinde hiç bir şey yok. Kutunun üstünde
“senin için” yazıyordu. Daha sonra adam kutunun arkasında “evet evet senin için” yazısını okudu.
Adam kutuyu salladı, inceledi. Bir süre sonra merakı çok arttı. Kutuyu açmaya karar verdi. Kutunun
içinde 10-15 adet limon, poşet, 2 kağıt vardı. Birinci kağıtta “organik limon 1 TL” yazıyordu. İkinci
kağıtta “bunları sat” yazıyordu. Adam çok sevindi. Alelacele kutuyu ters çevirip limonları koydu ve
birinci kağıdı üzerine koydu. Yavaş yavaş azaldı ve bitti. Adam 15 TL kazanmıştı. Az para olsa da 1
simit 1 ayran aldı. Karnını doyurdu. Ertesi gün aynı sokağa geldi. Çöpe baktı. Ne kutu vardı ne de
yenilebilecek bir şey. Biraz etrafına bakındıktan sonra duvarın köşesine oturdu ve gözlerini kapattı.
Uykuya dalmıştı. Kalkınca ilk işi çöp tenekesine bakmak oldu ve kutuyu gördü. Hemen içini açtı.
İçerisinde 20-25 tane limon vardı. 2 tane de kağıt vardı. Birinci kağıtta “organik limon 1 TL”, ikinci
kağıtta “yarısıyla karnını doyur, yarısıyla karşıdaki manavdan tekrar al”. Adam düşündü. Karşıdaki
manavın sahibi Kabadayı Hamza’ydı. Adam sevinerek limonları satmaya başladı. Yarısını sattı ve
karnını doyurdu. Diğer yarısını satıp Kabadayı Hamza’dan limon almaya gitti. Kabadayı Hamza onu
itecekti ki adam parasının olduğunu gösterdi. Kabadayı Hamza ona bir şey yapmadı ve limonları verdi.
Adam dükkanın içine girdi. Tabi adamın limonları “50 kuruş”idi. Adam günleri böyle geçirdi.
2 YIL SONRA
Adam bu sefer sokakta değil pazarda satıyordu. “elma, limon, armut vb”
Adam bir müşteri geldi. Siyah gözlüklü uzun boylu birisi birkaç adet elma istedi. Adam verdi. Fiyatını
söyledi.
Görme engelli adam parayı verecek iken yanlış yöne uzattı. Adam görme engelli olduğunu anladı ve
sessizce cebindeki parayı ekledi. Günleri böyle geçiyordu.
5 YIL SONRA
Adam kendi dükkanını açmıştı ve çok mutluydu. Fakat bu sefer kuruyemişçi idi. Günlerden bir gün
adam Kabadayı Hamza’ya hem kendi dükkanını açtığını söylemek için hem de birkaç kilo elma almak
için yollara düştü. Eski sokaklarını, tezgahını hatırladı. Kabadayı Hamza’nın dükkanına gelmişti.
Dükkanın önünden gerekli meyveleri aldı. Parayı ödemek için dükkanın içine girdi. Duvarda Kabadayı
Hamza’nın fotoğrafını gördü. Duvarın köşesi ise “senin için” “evet evet senin için” yazan kutular ile
doluydu. Adam bunlar kimin diye sordu. Eleman cevapladı.
Ustam öldü. Bu dükkanı bana devretti. Bu kutuları da bir yoksul varmış. Onun için çöplerin içine
koyuyormuş herhalde. Niye sordun?
Adamın gözleri doldu. Ağlamaya başladı.
SEHER GÜMÜŞ 7-C
BİR KUTU MERHAMET
Bu gönderiye oy ver!
[Toplam: 0 Ortalama: 0]