~ SİYAH BÖLÜM 12~

Herkesi, her şeyi bırakıp gidemezdim, yapamazdım, yapamam. 

Bütün geceyi ağlıyarak geçirdim. Sabah uyandım. Okula gitmek için hazırlandım. Canım sıkkın olduğu için sivil gitmeye karar verdim. Biliyordum bu yasaktı ama hiç düşünmedim. Üstüme siyah kapüşonlu hırkamı, siyah tişörtümü, siyah Jean pantolonumu giyip ayakkabı olarak ta siyah spor ayakkabı giyip çıkmak için aşağı indim. 

Annem ve babam kahvaltı yapıyordu. 

Babam; Sude gel yemek ye konuşalım. 

Dedi. Duymamazlıktan gelip çıktım. Dışarı çıktığımda derin bir nefes alıp verdim. Kulaklığımı taktım, kapüşonumu kafama geçip, elimi kapüşonlumun cebine koyup yürümeye başladım. 

On dakika içinde okula varmıştım. Direkt sınıfa gidip sırama ilerliyordum. İçimde bir his vardı sanki herkes bana bakıyordu. Kapüşonumun altından sınıfın içini incelercesine baktım. Herkes bana bakıyordu.  Şaşırdım ama yerime geçtim. 

Gölge; Sude günaydın! 

Ben kulaklığıma çalan müziğin sesini kısıp gölgeye dik dik bakıp :”günaydın” demeyi başardım.

Borada geldi ve yerine yani yanıma oturdu. Bana bakıyordu hissediyordum ama ben bakmadım istemedim. 

Hoca sınıfa girmiş. Herkes ayağa kalkmış. Kulaklık hala kulağıma takılı olduğu için hocanın geldiğini duymadım. Kafam cama dönük olduğu için görmedim de. Kolumu biri dürttü bakmadım, bir daha dürttü bakmadım, yine dürttü

Ben; Ne var ya! 

Kafamı kaldırdığında herkes ayakta bana bakıyordu. Kafamı sağa doğru eğdim ve öğretmeni gördüm. Kulaklığı hemen çıkardım. 

Hoca; Oo Sude hanım sonunda sesimi duymayı başarmışsınız.        Dedi. 

Ben; Hocam pardon ne duydum ne gördüm geldiğinizi. 

Hoca; üstün nerde

Ben; kirlendi

Yalan söyledim yoksa kabul etmeyeceklerdi

Hoca; tamam zaten son kez yapıyorsun bu hatayı

Dedi. Şaşırıp hocaya baktım. Anneler geliyor ya birazdan dedi. 

Sırayı itip, “NEEE!!”  diye sesli bir şekilde sordum. Hoca şaşkın ve sinirli bir şekilde bana bakıyordu. 

Ben; hocam kusura bakmayın isterseniz puanımı kırın isterseniz disipline sevk edin ama bu derse giremem

Dedim ve sınıftan çıktım. 

Zil yaklaşık otuz dakika sonra çaldı. Borayı ve gölgeyi bekliyordum. Gölge geldi ama Bora yoktu. 

Ben; Şevval Bora nerede 

Diye sordum. 

Gölge; Şevval mi?  Ne oluyor Sude sen bana ciddi olmadığın sürece Şevval demezsin

Dedi.  

Ben; bişey söylemem lazım. 

Dedim. Gözlerim doldu o an. Bora alt sınıflardan olan bir kızla yanımıza geliyordu. 

Bora; evet Sude dinliyorum 

Dedi. Ben ve gölge 

Yanındaki kıza bakınca anladı ve

Bora; hee tanıştırayım kızlar Cansu kız arkadaşım

Dedi ve benim dolan gözlerimden bir yaş süzüldü. 

Ben; Şevval… Ben… Biz taşınıyoruz bugün. 

Bu cümleyi Bora’nın gözünün içine baka, baka ve hıçkıra hıçkıra zor bitirdim. 

   

 

                                    … DEVAM EDECEK… 

Bu gönderiye oy ver!
[Toplam: 1 Ortalama: 5]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir